Ankara'nın Öykü Dikenleri

Batmasını İsteyeceksiniz! (Yazma Semineri Siber Alemde!)

Çarşamba, Ağustos 09, 2006

Acının Fotoğrafıdır

Yatmış, tıpkı bir ölü gibi donuk. Bebeğine süt verirken ikisi birden uyuyakalmışlar.

Bu bebekler de ne çok uyur? Uyansa da o iri gözlerini görsek. Bilse mi ya, O uyurken şimdi dünyada neler oluyor? O daha annesinin karnında uyurken, annesi de uyumuştu da, dünyada neler olmuştu? Bilir mi, bilebilir mi? Sen bildin miydi?

Uyusun mu diyorsun, mışıl mışıl? Ninni mi söylüyordu annesi, uyumadan önce. Tüm ninniler gibi içinde büyümesine bir istek mi vardı? Ne bileyim, büyüsün de tıpış tıpış yürüsün müydü, mesela? Hiç umutsuz ninni olur mu?

Kucak kuşu olsun, derdi babası; ver de bir içime alayım, derdi annesi. Herkesin çocuğu kendine mi? Her koyun kendi bacağından asılıyorsa, o koyuna dokunmayan yılanlar bin yaşıyorsa; umutsuz ana olsun muydu? Sen bildin miydi?

Gözlerini açar artık bebek. Anne de uyur mu, bu saate? Daha gözlerindeki aynayı görecektik.

Yatmış, tıpkı bir ölü gibi donuk. Bebeğine süt verirken ikisi birden uyuyakalmışlar.

2000

Salı, Ağustos 08, 2006

yalnızlık

yaşamı sömüresiye attığım adımların peşisıra gelen ayak sesleri duymazsam
sadece hızlı gittiğimi düşünürüm, yavaşlarım...
oturduğum yerde, başımı kaldırıp baktığımda kimse yoksa,
geç kaldığım yaşamlar varlığını hatırlatır, kalkar aramaya çıkarım...
ağladığımda, elim telefona gitmiyorsa, acılarımın demlenmeye ihtiyacı vardır, beklerim... güldüğümde kimse gülmüyorsa, dünyanın bir yerinde gülenler vardır nasılsa diye devam eder kahkahalarım...

insanı, en iyi kendisi kandırır...
yağmur yalnızlığı değil, aşkı ve hüznü hatırlatır...

ne zaman kanlı bir çocuk fotoğrafı görsem, bir savaş meydanından...
...
...
işte bunun adı yalnızlıktır...
07 ağustos 2006
(birol üzmez'in yıllar sonra isimli fotoğrafı üzerine...
http://www.fotokritik.com/210676#e1099635)